Mart 2025
#insan-kimin-yanında?
Zaman geçtikçe, yaş aldıkça, farklı durumlar içinde bulundukça bu sorunun cevabı değişiyor. İlk zamanlarda çekirdek ailemin, sonrasında çekirdeğin etrafındaki ailemin yanındaydım. Önce sokaktaki, sonra okuldaki arkadaşlarımın yanında oldum. Küçük bir kaplumbağamız vardı, onun yanındaydım. Bir ara civciv beslemiştik balkonda, şimdi de miyav miyav. Sokağın, okulun ve ailenin değişik varyasyonlarının yanında oluyorsun zamanla. Bunlar doğal davranışlar. Çoğunluğunda seçim yoktur, varsa da oldukça azdır. Bir ortak noktası var hepsinin: tanık olmak. Bir olaya, insana, bir canlıya tanık olduğunda başka bir seçenek kalmaz aslında. Tanık olduğunun ancak yanında olabilirsin. Aynada kendine bakmaya benzemez, olamazsın karşısında. Sadece kendinle de paylaşsan, olmaz, olunmaz başka tarafında. O zaman akla şu soru geliyor: Neden herkes benzer olaylara benzer tanıklık göstermez? Bir insan, gördüğüne tanık olmaz. Görüntünün zihinde oluşan anlamına tanıklık eder. O anlam ona çok yakın gelir, kendisinden bile yakın. Eğer düşmanlarımızı öldürüyorsak bu, bir insanın ölümü olmaz yalnız; düşmanımızın yok edilmesi ve bizim varlığımız olur. Ama bizimle aynı değerleri savunan, bizim için savaşan birisi olsaydı, işte o zaman tanık olurduk, oluştururduk anlamı. Tanıklık inançla ilgilidir. Hangi doğrulara inandığımız ile… Bu doğruları benimseyenlerin yanında olmak ile… Tüm insanların inandığı ortak değerler yok mudur? Hak, hukuk, adalet? Fakat tanık olmak, kavrayışı da içerir. En yakınına, başka bir zaman başka bir durum için tanık olduğun kişinin şimdi karşısında olabilir misin? Değerlere inancın, kişilere olan inancından yüksekse mümkündür bu. Yaşamak, ancak tanık olabilmek ile mümkün. Müslümanlara, ağaçlara, siyahilere, anneanneme, muhaliflere ve gençlere… Önce insanlara, sonra tüm canlılara tanık olmak dileğiyle.